Kemalettin Çalık264 s, 2. hamur, 13.5x19.5 cmTruva Yayınları, İstanbul, 05/2007
Donanmayı Basra'da bırakıp yüklü üç gemi ile (ki, gemilerden biri de Reyyale'ydi (suya düşen gölge); Bahreyn adaları açıklarında şapa oturmuş, batmıştı) Mısır'a dönmemin mantıklı bir açıklaması olmalıydı. Olayları yeniden anlattım. Donanma dedikleri gemiler zaten harap ve yıpranmış haldeydiler. Askerin ve donanmanın güvenliği açısından en uygunu Basra limanı ve tersanesiydi. Onlarla bu halde Portekiz amiralinin karşısına çıkmak yenilgiyi kabullenmek demekti. Vaktimiz de az kalmıştı. İki düşman arasında kalmaktansa donattığım üç gemi ile Süveyş limanına dönmek en akla uygunuydu. Bunu görmezler miydi? Bunları söyledim dilim döndüğünce, fikrimin yettiğince. Ama anlattıklarım divanı tatmin etmeye yetmedi. Beni suçlu buldular.
Yaşlanmış, artık seksen yaşımın üstünde sayılırdım. Kararı sükûnetle dinledim. İki rekât namaz kıldım, dua ettim, boynumu teslim ettim cellâda...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.